Belgrad’ın kalbinde, Savamala’nın şirin bir mahalleden şehrin en prestijli semtine dönüşümünün ortasında, Bristol Belgrade’ın hikayesi başladı. Luka Ćelović tarafından tasarlanan ve mimar Nikola Nestorović tarafından hayata geçirilen bu yapı, 1910 ile 1912 yılları arasında modern mimarinin bir sembolü ve Art Nouveau hareketinin bir şaheseri olarak ortaya çıktı.

Kapıları açılmadan önce bile, Bristol Belgrade lüksün bir sembolü ve 20. yüzyılın başlarındaki Belgrad’ın gelişen ruhuna tanıklık edecek, önemli şahsiyetleri çekecek ve efsanevi bir konuk listesi için zemin hazırlayacaktı.

Avrupa’nın kükreyen yirmili yıllara dans ettiği sırada, The Bristol Belgrade hızla ihtişam ve zarafetin merkezi haline geldi ve seçkin konukları arasında Rockefeller ailesini ağırladı.

Otel, dünyanın dört bir yanından diplomatları, aristokratları ve ileri gelenleri ağırlayarak lüksün zirvesini temsil ediyordu. Salonları politik entrikaların fısıltıları ve Belgrad’ın yüksek sosyetesinin kahkahalarıyla yankılanıyordu ve bu sayede sadece bir otel olarak değil, dönemin en etkili isimlerinin sık sık ziyaret ettiği bir kurum olarak yerini sağlamlaştırıyordu.

1930’lardan 1950’lere kadar The Bristol Belgrade oteli, İngiliz Kraliyet ailesinin üyeleri gibi saygın konukları ağırlayarak misafirperverlik ve zarafetin bir sembolü olarak gelişti.

Bu on yıllarda otel, yalnızca tarihin bir tanığı olmaktan öteydi; Avrupa’nın karmaşık dayanıklılık ve yeniden doğuş hikayesini ören dokunun bir parçasıydı. Küresel bir müşteri kitlesini çekmeye devam etti ve lüks ve konforun seçkin bir karışımını arayanlar için birinci sınıf bir destinasyon olarak ününü daha da pekiştirdi.

20. yüzyılın ikinci yarısı The Bristol Belgrade’a önemli değişiklikler getirdi. Değişen siyasi manzaralara ve Belgrad ve daha geniş bölgenin karşılaştığı zorluklara rağmen, otel kalıcı zarafetin sarsılmaz bir sembolü olmaya devam etti.

Bu süre zarfında, efsanevi satranç büyük ustası Garry Kasparov gibi isimleri ağırladı ve daha çeşitli bir müşteri kitlesine hizmet vermeye başlasa bile, çeşitli alanlardan önemli şahsiyetlerin bir araya geldiği bir yer olma statüsünü korudu.

The Bristol Belgrade oteli yeni bir döneme girmeye hazırlanıyor. Tarihi geçmişini onurlandırırken geleceği kucaklayan dönüştürücü bir restorasyondan geçen otel, konuklarını bir kez daha büyülemeye hazırlanıyor. Tarihi mimari ve çağdaş lüksün dikkatli bir şekilde harmanlandığı yeniden tasarlanan Bristol, Belgrad’ın canlı Waterfront bölgesinin kalbinde eşsiz bir deneyim sunarak yeni nesil önemli konukları çekmeyi hedefliyor.

Kapılarını yeniden açarken, The Bristol Belgrade oteli sadece eski ihtişamına geri dönmeyecek, aynı zamanda zamanımızın önde gelenlerini çekmeye devam eden lüks, tarih ve misafirperverliğin yeni bir bölümünü vaat ederek daha da parlak bir şekilde parlayacak.